Kitap alırken en çok nelere dikkat ediyorsunuz? Ya da sizi o kitabı almaya yönelten en güçlü dürtü hangisi? Yazarı, konusu, kitabın adı, kapağının güzelliği, bir arkadaş tavsiyesi, ‘çok satanlar’ listesinde oluşu…
Cevabınız bunlardan biri ya da birkaçı olabilir. Ama bence bu çok önemli bir soru. ‘Okuyanyazanbiri’ olarak yıllardır buna çok kafa yoruyorum. Ve kendimce küçük bir ritüel bile oluşturdum; kendimle ‘kitap bahsi’ne girmek! Yani şöyle:
İç sesinizi dinleyin
Bildiğim, sevdiğim yazarlar ve kitaplar bir yana; gittiğim kitapçı ya da tıkladığım sitede turlayıp, rastgele bir seçim yapmak. “Bence ben bu kitabı severim, var mıyım iddiaya?” diyerek, bir çöp çekmek. Epey zamandır sıklıkla oynadığım bu küçük oyunu -birkaç örnek dışında- genelde kazandım.
Ve en başta sorduğum soruya cevap olarak, ben kitap alırken çoğu zaman kapaklardan ve sayfaları çevirirken gözüme ilişen bazı kelimelerin bir araya gelişinden etkileniyorum. Bazen de kitapla ilk tanışmamda içimden gelen sesi dinliyorum.
Ah o ‘Çok Satanlar’!
Bir yerlerde okumuştum; kimi dergi ve internet sitelerinde yayımlanan ‘çok satanlar’ listelerinin çoğu, aslında ‘çok satması istenenler’den ibaret. Tamamen katılıyorum! Çünkü kitap okumak, dünyanın en bireysel ve özel etkinliklerinden biri. Neden bu özel anı paylaşacağımız kitabı başkalarının listelerinden bakıp seçelim ki! Çünkü inanın örneklerini çok gördüm. Ben de bir zamanlar o listelerden seçip çok kitap aldım. Ama baktım ki, birçok kişinin ballandıra ballandıra anlattığı o kitaplardan bazıları, bana göre zaman kaybı. Fakat tam tersi, adı bile anılmayan, kitapçılarda en arka raflara dizilmiş, ya da sitelerde üzerlerine çok tıklanmayan, pek yüzüne bakılmayan birçok kitap, aslında birer şahaser.
Kendi listenizi yapın
Bu yüzden bence kendi listenizi kendiniz yapın. Herkesin kitap seçimi ya da okuma rutini farklı ve kendine özel. Zamanla kendi tarzınızı oluşturdukça -deneye yanıla- seveceğiniz kitabı daha ilk bakışta anlayacağınız şahane bir rutin kazanacaksınız.
Buradaki ilk yazımda, kitaplardan önce, belki de çoğu zaman pek üstüne düşmediğimiz bu ‘ilk tanışma’ anını hatırlatmak istedim. Çünkü inanın bu büyülü bi sahne! Var mısınız bi bahse?
This post was created with our nice and easy submission form. Create your post!